yine tek kişilik hücremden size sesimi gönderiyorum, DNS ayarlarımla oynayamıyorum işyerinden, evde de internet bağlantısı yok maalesef artık kör topal ilerleyeceğim hem buradan hem de wordpress'ten. Bu arada bir açıklama yapmak istiyorum, bazı arkadaşlar blogspot engelinden sonra wordpress e geçiş olayını gemiyi terkeden farelerle ödeş tutyormuşlar. Buna çok üzüldüm çünkü biz wordpress'e geçiş işini kendi adıma konuşursam bir gün blogspot açıldığı zaman kaldığım yerden devam edebileyim diye yapıyorum. Çünkü bu yazıyı oluştururken bile şanslıyım, bazen öyle oluyor ki blogger kumanda panelimi açtığımda bile malum uyarıyla karşılaşıyorum :( Yaa şimdilik halim böyle.
Herneyse beni okuyabilen arkadaşlar, yorumlarınız için çok teşekkür ederim, ama yorumlarınıza da cevap yazamıyorumi yine de o güzel yorumlarınızı esirgemeyin benden ne olur, mektup almış asker kadar seviniyorum bu duruma çünkü ben :)
Hepinizi çok seviyorum....
4 yorum:
mayacımm sesini duyuyorummm..
Sesim duyuluyor mu? Merhaba, ben de buradayıım...
Merhabalar,
Bizi, bu iletişimden alıkoyan; doğamızda olan yazma ihtiyacımızı engelleyen bu zihniyeti ve bu zihniyetten doğan her türlü yaptırım araçlarını şiddetle kınıyorum.
Anlatma isteği, insanda doğal bir eğilimdir. Çocukluk döneminde ağlama, bağırtı ve el yüz hareketleriyle görünürlük kazananan bu istek, sonradan dil aracılığıyla konuşma ve yazma şeklinde belirir.
İnsanoğlu varlığını belirtmek için konuşma ve yazma unsurlarından birine başvurmak ihtiyacını duyar. İnsandaki konuşma ve yazma ihtiyacı; kişisel, toplumsal ve uğraşsal zorunluluklar şeklinde tezahür eder.
Bu bağlamda, yazmak; dünyayı tanımak ve onu dost hale getirmekse, çalan çanlara kulaklarımızı tıkayamayız. Çalan çanlarda, kendi sesimizin yankılarını duymamız gerekir.
Çevremizdeki çirkinlikleri, haksızlıkları ortadan kaldırarak, onları değiştirip düzelterek, dünyayı dost hale getirebiliriz.
Haksızlıkların yok edilmesi, çirkinliklerin giderilmesi, toplumda bir saygı dengesi yaratır. Bu nedenledir ki, yazmaya katılmış her insan, öbür insanlardan daha ağır bir sorumluluk yüklenmiştir. Böyle bir sorumluluk yüklenme de yazarı, toplumun sözcüsü haline getirir.
Bu bağlam da, bizler de yazdığımıza ve dolayısıyla bu gruba dahil olduğumuza göre, üstümüze düşeni seve seve yerine getirmeye hazır mıyız?
Recep Altun Kaman-Kırşehir
Biz seni duyuyoruz. Pes etmeyeceğiz.
Yorum Gönder