27 Haziran 2011 Pazartesi

Bana battal boy bir organizer lazım!

Ya evet, bu konuda çok ciddiyim, öyle dağınıklaştım ki son zamanlarda anlatamam! Her yer her yerde, işyerinde masam, dışarıda çantam, evde malzemelerim herşey heryerde! Bu yüzden battalından bir herşeyi kapsayan organizer istiyorum, ki normalde dağınıklıktan şikayet etmem ama bu durum beni bile rahatsız etmeye başladı! Bloga koyduğum resimleri cep telefonumdan çekiyorum ben, ama gel gör ki ara kablom bu sefer yokooldu; şimdi son günlerde yaptığım hiçbir ürünümü buraya koyamıyorum!!! :( Neyse ki nişanlının ara kablosu var, ondan istedim, o zaten kullanmaz etmez, versin bi süre ben değerlendiriyim, sonra da kaybederim zaten :P


Bir de bugün acayip yoğundum, sevgili oda arkadaşım Pembedüşler tatile gitti be yalnız kaldım :( yarın da yaz okulunun ilk vizesi var, ingilizce zaten, advance olduk ama hala passive voice'ları yapamıyorum, moralim çok bozuk, her gün gidip dersi de dinleyemiyorum, artık kendi çabamla ne kadar cevaplarsam o kadar iyi olucak benim için, bana şans dileyin dua edin nolur, çok ihtiyacım var; bu dersleri yüksek dereceyle geçemezsem seneye mezun olmam zor :(


Kocaman sevgiler herkese!!!

21 Haziran 2011 Salı

Bunalık Yazı!

Başlıktan da anlayacağınız üzere ben epeyce bunalıp sapıtmış bi haldeyim, kısa kısa değinip başınızı şişirmeden anlatıp geçicem...


* Sekreter yine burayı benim başıma bırakıp kaçar gider, akşama kadar kendi odamda güzel güzel oturmak varken buraya mahkum olurum; bir sürü gereksiz insanla muhatap olmak da cabası!!! Ben bunu işte en başta hiper über mega seviyede sevmiyorum!!!


* Birikmiş öyle çok kitap var ki elimde, ben hepsine aynı anda sulanıp aynı anda okuyorum, mesela şu an iki kitabı bir arada okumaktayım, bu sene çok sıcak da olmadı ama bu kadar erken bir beyin fokurdaması geçireceğimi tahmin etmiyordum?!


* Ha sıcaklar demişken bugün Ankara çok sıcak evet, ama nem de var, yağmurdan bıktım ama yağmur yağsın da kurtulalım istiyorum!!!


* Evet; ben sanırım ne istediğimi bilmiyorum!!!


* Dün yine iş dönüşü sokak sokak ev baktık, elimizdeki paraya değecek hiç mi ev yok?!! Bu arada seçim sonrası emlak fiyatları artacak diye bir söylenti çıktı, bu konuda bilgisi olan var mı, varsa bana bir akıl versin :(


* Bir de benim sürekli uykum vafr, buna ne çare olur ki?!


* Bu sene tatil de yok, yaz okulu var ingilizceden. İngilizce sorun değil de devamsızlıkta hoca umarım sorun çıkarmaz, malum ben çalışıyorum...


* Liste uzayacak gibi duruyor, ben en iyisi biraz koridorda dolanayım, fazla uzaklaşamam, telefon melefon çalar, püffff...


Herkese kocaman sevgiler :)

18 Haziran 2011 Cumartesi

Adım Adım Cam Boyama

Merhaba!
Geçen günkü yazılarımdan birinde sevgili 10parmakta10marifet arkadaşım bana cam boyamasını nasıl yaptığımı sormuştu ben de ona bir söz vermiştim, bugün cam boyama ile ilgili bir post hazırladım, hem onun için, hem de merak edip ilgilenen diğer arkadaşlarımız için...
Yine geçen gün sevgili Hobivakti'nin bu yazısında görüp aşık olduğum ve çeyizim için hazırlamak istediğim hakkında da yorum bıraktığım bu çalışmadan da esin aldım, hatta esinlenmedim çok çok beğendiğim için aynı desenleri de kullandım, hatıra olarak kalacak bu güzel eserin fikir annesi değerli Hobivakti'ne de çok çok içten teşekkürlerimi iletiyorum :) ve tabağın desenleri de değerli Dekupaj Resimleri blogundan :)


Şimdi gelelim adım adım çalışmamızı nasıl hazırladığımıza;


Önce istediğiniz büyüklükte bir cam objeyi buluyoruz, mesela ben dün Carrefour'dan 5 liraya aldım bu pasta altlığını, Paşabahçe Patisserie serisi,

Sonra desen olarak kullanacağımız dekupaj resmini seçiyoruz,


Kıvrımlarıyla birlikte uygun ve dikkatli bir şekilde kullanacağımız şekilleri kesiyoruz,


Şimdi sıra resimlerimizi tabağa yapıştırmakta. Ben ince bir fırça ve Cadence Dekupaj Tutkalı kullanıyorum,


Resmimizin üstüne tutkalımızı ince bir tabaka halinde sürüyoruz,


Tabağımızın alt kısmına resmimizi yapıştırıyoruz. Resmimizin dış tarafına da bir kat daha tutkalımızı sürmemiz gerekli, çünkü daha sonra boyayacağız, tutkal aynı zamanda koruyucu vazifesi görecek.


Tabağımızın içten görünümü de bu şekilde,


Bütün resimlerimizi bu yöntemle arzu ettiğimiz şekilde yapıştırdık,


Şimdi içten bu şekilde görünüyor...


Ben ek desen olarak akrilik normal boya ile fırçamın arkası yardımıyla minik puantiyeler de kondurmak istedim, ama benim puantiyelerim hiçbir zaman düzgün olmaz :)





Puantiyelerimiz de iyice kuruduktan sonra boyamaya başlayabiliriz. Ben cam boyarken kimi zaman akrilik boya kullanıyorum, ama cam boyarken en iyisi enamel boya kullanmak bence. Enamel boya kuruduktan sonra isterseniz 21 gün kullanmadan bekletince, isterseniz de turbo fırında bir saat fırınlanınca yıkanabilir duruma geliyor. Ben Folkart markasının enamel boyasını kullandım.


Ponpon sünger fırça ile hafif hafif boyamızı uygulamaya başlıyoruz, ben merkezden dışa doğru uyguluyorum ki daha düzgün ilerleyeyim,


İlk kat boya işlemi tamam, biraz kurumaya bırakıyoruz,


İlk kat boyamızın iç taraftan görünümü...


Sonra yine tam ortadan ikinci katımızı uygulamaya başlıyoruz, tam kapatıcı olsun diye, ki genelde iki kat boyamak yeterli oluyor, yine de emin olmak için objemizi ışığa tutunca eğer tam opak bir görüntü elde edilmemişse bir kat daha atmakta fayda var demektir...


Veeee, işte bittiiii...

İkinci kat da kuruduktan sonra tabağımız hazır...



Yakın detaylar...




Ve uzaktan görünüm...


Umarım faydalı olabilmişimdir...

Herkese kocaman sevgiler :)

14 Haziran 2011 Salı

Bir Kitap: Hayvan Çiftliği-George Orwell

Uzun zamandır yazı girmiyorum, tembelleştim sanırım. Bir de Ankara'da havaların böyle hala soğuk ve yağmurlu devam etmesi de benim dengemi altüst etti. Bu aralar annemin mutfağı için hazırladığım iki sürpriz var, hayırlısıyla bitirebilirsem onları sizinle en kısa zamanda paylaşmak istiyorum. Bugün ise kısa zamanda zevkle okuyup bitirdiğim bir kitabı sizinle paylaşmak istiyorum.


Kitabımızın adı "Hayvan Çiftliği", yazarı George Orwell. Yazarın daha evvelden "bindokuzyüzseksendört" adlı kitabını okumuştum, bu kitabı da okumayı çok istiyordum, bir fırsat elime geçti. Kitapta anlayacağınız gibi bir çiftlikte yaşayan hayvanların, onların sahibi olan insana karşı başkaldırışlarını ve çitfliği ele geçirip yönetimi ele almalarını anlatıyor, fakat işler bata tıkır tıkır , ilerlerken zamanla onların da arasında husumet başgösteriyor... İsterseniz kitabın arka kapağını ekleyeyim buraya, sizin için daha da ayrıntılı bilgiler sunacaktır; ama önce George Orwell biyografisine de bir göz gezdirmek isterseniz buraya tık tık;

"İngiliz yazar George Orwell 81903-1950), ülkemizde daha çok Bindokuzyüzseksendört adlı kitabıyla tanınır. Hayvan Çiftliği, onun çağdaş klasikler arasına girmiş ikinci ünlü yapıtıdır. 19407lardaki 'reel sosyalizm'in eleştirisi olan bu roman, dünya edebiyatında 'yergi' türünün başyapıtlarından biridir. Hayvn Çiftliği'nin kişleri hayvanlardır. Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirirler. Amaçları daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmaktadır. Aralarında en akıllı olanlar domuzlar; kısa sürede önder bir takım oluştururlar, devrimi de onlar yolundan saptırırlar. Ne yazık ki insanlardan daha baskıcı, daha acımasız bir diktatörlük kurulmuştur artık. George Orwell, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleştirmektedir. Romanındaki önder domuzun, düpedüz Stalin'i simgelediği açıkça görülecektir. Öbür kişiler bire bir belli olmasalar da, bir diktatörlük ortamında olabilecek kişilerdir. Romanın altı başlığı bir Peri Masalı'dır. Küçükleri eğlendirecek bir peki masalı değildir; ama roman, bir masal anlatımıyla yazılmıştır."


Kocaman Sevgiler :)


10 Haziran 2011 Cuma

Gıcık Mim :)

sevgili Sedo Kızımız beni mimlemiş, konumuz gıcık olduğumuz şeyler. Bir de mimlerken demiş ki, "gıcık olmakla pek işi olmayacağını düşündüğüm Cici Maya" :) Ay nasıl mutlu oldum :) ama işte insanlık hali, benim de ufacık tefecik de olsa (ki aslında koca bir liste olabilir :) birtakım gıcık olduğum şeyler var :) Hadi başlayalım o vakit :




- Çok konuşan, hanım işine burnunu sokmaya çalışan erkeğe, ki nişanlı da dahil,
- Yemek yerken önümden alınan lokmaya, mesela Burger King'deki patateslerimden alınmasına,
- Kardeşimin sürekli bedava mesaj hakkı ile "beni ara" diyerek ardarda yüzlerce mesaj atmasına,
- Yine kardeşimin evde dolabı karıştırıp benim giymeye kıyamadığım kıyafetlerimin hepsini giyip perişan hale getirmesine,
- Alındıktan sonra üç gün içinde tüketilmeyen beyaz peynire,
- Annemin diyet için yaptığı kabak yemeğini bana da yedirmesine,
- Birine kitap ödünç verip geri getirdiğinde o kitabı mahfetmiş olarak teslim etmesine,
- Haksız yere şikayet edilmeye,
- Dairede hiçbişey yapmayan insanlar rahatça izin alırken, bizim bir izin için kıvranmamızı,
.....................


daha uzar gider bu liste :) Ama kendimi çok ifşa etmiyim :)


Ve ben de bu mimiiii,
- Ablam Pembedüşler'e
-Bacımmm Bal Gözlü Kız'a,
- Çok değerli Dejawu'ma,
- Ve Yine değerli bir arkadaşım olan Noblesse'cime gönderiyorum :)


Kocaman sevgiler :)

8 Haziran 2011 Çarşamba

Mandalina Hasadım, Cam Boyama Kavanozum falan filan :P

Yaşasınnn! Bugün sırtımda kalan tek sınav yüküm olan ingilizceden de kurtuldum, kendimi tam azad edilmiş hissediyorum şu anda. İnşallah bir haftaya kadar da sonuçlarım açıklanır, buradan kesinlikle sevgili Ülkücüğüme duyuracağım, kikiki :)


Merak etmişsinizdir belki bu mevsimde ne mandalinası ne hasadı diye :) Efendim benim dairedeki masamda bir adet minyatür mandalina ağacım var. Evet bildiğiniz mandalina, çiçeklerini açıyor, sonra çiçekler meyveye dönüyor, bildiğiniz döngü yani. Mandalinacığım kış sonunda birkaç çiçek açmıştı, bunlardan ikisi meyveye döndü, sonra teki yolun yarısında pes etmişti, kala kala tek meyvem kalmıştı. Sevgili Pembedüşler ablam her sabah onun kahvaltısını yaptırırdı, severdik filan birlikte konuşurduk ağacımızla :) Sınavlar için izne ayrılmadan önce bıraktığımda mini mini idi :) Sonra ablam dedi ki "artık bunun içi geçicek, hasat için seni bekledim" :) ve dün de hasadımızı gerçekleştirdik :)



Hasattan biraz evvel :) Bakın nasıl şirin ama :)

Bayağı da büyümüştü hani :)


Hasadımız gerçekleşti, dalından koparılmış hali de bu işte, bir türlü bitiremediğim, elimde sürünen kitabın üzerinde :P


Bu da soyulmuş hali miniğin :P Küçücük küçücük dilimleri vardı bir de! Sonra dedim ki tadına bakayım, uyyy nasıl ekşi bilseniz :) Tabii çok harika olsun demiyorum ama bizim minik sanki zehir küpü :)


Ablam da yedi, aynı tepkiyi verdi :) Sonra ben bunu kutlamak için sınırlı sayıdaki mandalina dilimlerini dairede dağıtmaya başladım, çünkü o herkesin gözbebeği idi :) Ama nedense kimse tadını sevmedi :P

Sırada bir de cam boyama kavanozum var, kısmetse çeyizime böyle baharat kavanozları boyamak istiyorum, siz ne dersiniz? Bunu öylesine bir ön çalışma, örnek olarak yaptım, ama her türlü fikrinize açığım. Bu arada resimler bizim biriciğimiz Dekupaj Resimleri blogundan :) hamur kabartma çalışıldı üzerine...




Herkese kocamannn sevgiler :)

6 Haziran 2011 Pazartesi

Kürkçü Dükkanına Dönen Maya :P

İveeet, sınavlarım bitti, e tabii yıllık iznim de bitti, ben de bugün itibariyle işbaşı yapmış bulunmaktayım, yani başlıktan da anlayacağınız üzere kürkçü dükkanıma intikal ettim :) Ama mutluyum, insan çalışma hayatına adapte olunca okulunda bile olsa pek mutlu olmuyor, tabii bunda çalışma ortamının güzelliği (Allahım nazarlardan saklasın) ve sevgili Pembedüşler ablamın varlığı da çok etkili :)


Neyse ben şimdi size bir tadımlık olarak işlediğim etaminden bir kısmı göstereyim, sonra daha ayrıntılı yazarım :)




sanırım bu inci küpenin burada ne işi var diye düşünmüş olmalısınız :) Burası benim kumaşımın tam orta noktası :)


herkese kocaman sevgiler :)

2 Haziran 2011 Perşembe

Annem İçin Posta Kutusu

Merhaba!


Öncelikle mübarek Üç Ayların başlangıcı olan Regaip Kandilinizi kutlarım. Hepimiz için inşallah hayırlara vesile olur, dualarımız kabul olur.....


Birkaç gündür sürekli başım ağrıyor biliyor musunuz? Çok canım sıkılıyor buna. Sınav döneminden midir yoksa Ankara'nın dengesiz havasından mıdır bilemiyorum. Belki de sürekli bişeyler okuduğum için gözlerim sebep oluyordur buna :(


Herneyse, şimdi sizlere annem için yaptığım posta kutusunu göstermek istiyorum, herşeyi tamam fakat bir tek verniği eksik. Ben de hep yüzüp yüzüp kuyruğuna gelince en son işini hep ertelerim, ama elimde sprey verniğim yok ondan erteledim, fırçalı verniğe çok üşeniyorum, yarın belki sprey vernik almaya giderim artık :)




 öndeki kedicik ile kız, panjurlar ve üstteki çiçekler hamur kabartma çalışıldı,
umarım beğenmişsinizdir, annem çok beğendi :)
sadece stencilde biraz sorunum var ama zamanla onu da hallederim umarım :)

hepinize kocaman sevgiler :)

1 Haziran 2011 Çarşamba

Ben Döndüm Artık, veee Yeni Bir Alana Daha El Attım :)

Sınav konusuna girmiyorum, son iki sınavım kaldı, önemli olanı cuma günkü, ama artık kolaylandı sayılır yani kısaca aranıza döndümmm :) sizi çokkk özledim ama ben biliyooor musunuz :)



Ehehe, daha önceki yazımda belirtmiştim efendim, bu yazımı çarpı işine-etamine ayırmak istiyorum diye. Velhasılı kelam sevgili Sedo Kız'ımdan da ufak bir bilgi aldıktan sonra, ki kendisi bana mailde birlikte model seçelim demişti ama ben dayanamadım :( bugün sınav çıkışı annemin yanına gittim ve iş çıkışı onu zorla Kızılay'da Şıkdüğme'ye götürdüm :) Bilen bilir, Şıkdüğme bir hobi cennetidir, insan içeri bir girince çıkmak istemiyor, ki annem de çıkamadı :) O bu aralar motifmatik ile şal yapmakla meşgul, geçen seneden beri tüm sülaleye şal yaptı, herkese hediye dağıtıyor, annem şalcı hanım oldu çıktı :P Herneyse, ben hazır kitleri seviyorum, kışın bir tane yaptım bitirdim, bu gün de aşağıdakini annemle birlikte beğendik, tatatataaaaa :)





içini açtım, veee, çıkalar, bir adet şemaaa :)


rengarenk ipliklerimiz


kumaşımız :)


bu da inşallah bitmiş haliymiş :P


yalnız annemle ikimiz muhabbete başladık bakın:

- Kızım bunu al bari, mutfağına asarsın.
- Anne ben hem kavanoz boyamak istiyorum baharatlarıma, hem de onlar da sarı olur.
- Tabii, benim mutfaktaki gibi sarı çiçekli mutfak örtüsü kumaşı da buluruz.
- Evin içini yaptırırken sarı fayans olur anne yaa :)

Gördüğünüz gibi biz bir etamin panodan yola çıkarak bir mutfağı şimdiden dekore edebiliyoruz :)

Bu da annemin en yakın dostlarından Fergün Ablama benim hediyem. Bugün laf arasında konuşurken "Ben de aslında uğraşmak istiyorum, sadece kitap okumakla olmuyor" demişti. Ben de dedim ki sana bir tane hediye edeyim, o da dedi "Madem küçük olsun şimdilik" ben de bu mini mini evi aldım ona :)


Bakalım bu akşam başlıyorum anacım, inşallah güzel olacak :)

Bu arada bir de faturalık boyadım annem için, onu da yarınki postuma yazacağım, malum sınavlar dolayısıyla yazı yazamadım bari açıklarımı telafi edeyim :)

Kocaman sevgiler herkeseee :)